Mezunlarla İlişkiler

2006 Mezuniyet Konuşmacıları

Lisans

2006 MSK Üyesi Ahmet Üğlü

Ahmet Üğlü - Üretim Sistemleri Mühendisliği

2006 Mezuniyet sınfında yer almak istiyorum. Tören açısından, gerek organizasyon konusundaki tecrübelerim, gerekse daha önceki mezuniyetlerdeki sunuculuk deneyimlerimle, arkadaşlarım için daha "hatırlanabilir" bir mezuniyet gününe büyük katkım olabileceğini düşünüyorum. Bunun yanında komitenin mezuniyet sonrası sınıf içi iletişimi için de, üniversitemde geçirdiğim beş senenin bana kazandırdığı arkadaşlıkların desteği ile başarılı bir sınıf temsilcisi olacağıma inanıyorum.

2006 MSK Üyesi Elvin Çoban

Elvin Çoban - Üretim Sistemleri Mühendisliği

Merhaba

Ben Kadıköy Anadolu Lisesi'nden mezun oldum. Şu an Üretim Sistemleri Mühendisliği 4. sınıf öğrencisiyim. Kısaca Sabancı Üniversite'sindeki derslerin dışında geçen zamanlarımından bahsetmem gerekirse ilk sene proje üyesi olarak tamamladığım Toplumsal Duyarlılık Projelerine gönüllü olarak devam etmekteyim. Takım supervisorlığı, proje asistanlığı ve şimdi de danışman süpervisor olarak CIP takımının bir parçasıyım. CIP dışında okula girdiğim seneden beri Seramik Kulübüne üyeyim, 2 sene boyunca da Seramik Kulubü başkanlığı yaptım. Ayrıca bu sene seramik kulübü bünyesinde açılan ebru kursuna da devam etmekteyim. İki senedir Model Birleşmiş Milletler Kulübüne de üyeyim, geçen sene Edinburgh'da olan WorldMUN'a katıldım. Bu okulun bizlere tanıdığı imkanların farkında olmanın verdiği bilinçle daha da aktif bir birey olmaya gayret ediyorum.

SU bizlere nasıl bilinçli birer birey olabileceğimiz konusunda hem eğitim hem de öğretim imkanları ile bizlere tüm yolları açtı, ben kendi açımdan Sabancı Üniversitesi'ne hem bana sağladığı eğitim kalitesi hem de sosyal olanakları, bunların seçkinliği ve kalitesi sebebi ile çok şey borçluyum. Bu borcu da toplumda SU'lu olmanın farkını göstererek, her yaptığım işte en iyisini yapmayı hedefleyerek ödemek istiyorum.

Genç bir üniversite olmanın bize verdiği dinamik ruhla üniversitemiz ile köklü bağlarımızı sağlamlaştırmalıyız, bunu da mezuniyet sonrasında da SU ile bağlantıda olarak başarabiliriz. Kimimizin dört kimimizin daha fazla senesini geçirdiği hepimizin evi haline gelen bu üniversiteye veda ederken de bunu en güzel şekilde gerçekleştirmek ve SU Mezunu olmayı gururla taşımak istiyorum. Verimli bir takım çalışması ile paylaşmak ve paylaştıkça daha da çok yaratmak ve çözümlemek benim hayalim. Bu hayalimi komitede yer alıp tüm arkadaşlarıma ve üniversitemize karşı sorumluluğumu bilerek en iyisini birlikte yaparak gerçekleştirmek istiyorum.

2006 MSK Üyesi Sedat Asil

Sedat Asil - MBA Non Thesis

Sabancı MBA diplomamı aldığım özel günü daha da özel kılmak ve güzelleştirmek için bu komitede yer almak istiyorum. Özel hayatımda ilkokul ve lise arkadaşlarımı veya kendi yakın arkadaşlarımı organize etmek adına toplanacak grup içinde ilk akla gelen isim olmam, iş hayatımda da kongrelerde çalışmış olmam bu yeni görevle ilgili referanslarım olarak sayılabilir. Bunların yanında hem detaycılık, hem de ana resmi görme yetilerim sayesinde başarılı olacağıma inanıyorum. Sosyal yönden rahat ve açık olmam da bana bu konuda faydalı olacağına inandığım özelliklerimden.

Kendimden kısaca bahsetmem gerekirse: 19 Mayıs 1980'de doğdum. 1999'da Avusturya Lisesi'nden, 2004'te ise Marmara Üniversitesi Ekonometri Bölümü'nden mezun oldum. Millward Brown Danışmanlık firmasında, Eli Lilly İlaç firmasında ve aile şirketimiz olan Royal Gümüş firmasında iş tecrübelerim oldu. Okula devam ederken kongre işlerinde de çalıştım ve organizasyonlarla ilgili de tecrübe edindim.

2006 MSK Üyesi Simla Ceylan

Simla Ceyhan - Üretim Sistemleri Mühendisliği

Üniversite mezuniyetinin insanın hayatı boyunca anımsayacağı bir deneyim hatta belki de yaşamını öncesi ve sonrası olarak ayıran bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle Mezuniyet Sınıfı Komitesi'nde yer alarak törenin büyük bir özenle yapılan hazırlıklarına katkıda bulunmak istiyorum. Mezuniyet töreni hazırlıklarının zaman ve emek istediğinin bilincindeyim. Onu daha anlamlı hale getirmek ve benimle birlikte mezun olacak tüm arkadaşlarımın sözcüsü olabilmek için elimden geleni yapacağım. Ayrıca, son iki yıldır Sabancı Üniversitesi Mezuniyet törenine katıldığım için izleyici olarak edindiğim deneyimleri daha iyi bir organizasyon yapabilmek amacıyla tasarım sürecinde kullanarak faydalı olabileceğimi düşünüyorum. Bunun yanısıra ileride bağlarımızın kopmaması için yapılacak çalışmaların içinde olmaktan mutluluk duyacağım. Üniversiteye gelene kadar çok sık okul değistirdiğimden 2006 Mezunları olarak iletişim kurabilmenin ve aidiyet duygusu oluşturmanın önemli olduğunun farkındayım. Son olarak, üniversitem ve arkadaşlarım ile ileride de iletişim içerisinde olmamı ve mezuniyet törenimizde unutulmaz bir an yaratmamızı sağlayacak bu görevi büyük heves ve memnuniyetle almayı istediğimi belirtmek isterim.

Teşekkürler.

Lisansüstü

2006 Mezuniyet Konuşmacısı-İstem Özen

İstem Özen

Bir çoğumuz üniversite sınavından geçtik önce. Sonra üniversite bitti, bazılarımız duramadı, "Bir de master yapmak lazım.". O da bitti, hızını alamayanlar oldu, doktora, derken bir baktık ömrümüzün %77 si okuyarak geçmiş. Bizler zorunlu eğitimin 8 yıl olduğu - bir çoğumuz başlarken 5 yıldı - ülkemizde üniveristeden sonra bile 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9(?) yıl okuyan bir avuç deli miyiz yoksa başka bir şey mi?

Bir sebepten yüksek lisansa ya da doktoraya başladık... Ve bu yarı-şizofrenik ortamda bulduk kendimizi. Bu şizofrenliğin bir kısmı kendinden menkuldü. Masa başında ya da laboratuvarda uykusuz saatler geçirirken, neden liseyi beraber okuduğumuz yaşıtlarımızın çoktan "düzgün" işler bulup hayatlarını kurduklarını, ya da onlar daha "eğlenceli" şekilde vakit geçirirken neden kendimizi bir yere kapatıp "On the linear complexity and linear complexity profile of sequences in finite fields" ya da "Theft and losses in Turkish electricity sector: emprical analysis and implications for tariff design" gibi konulara kafa patlattığımızı, neden bu yaşta, bu kadar iyi eğitime rağmen hala makarnaya talim ettiğimizi, yoksa bizde bir tuhaflık mı olduğunu insanlara açıklayabilmekte zorluk çektik. Bazen kendimizden de şühe ettik, bazen çok kopuk hissettik kendimizi dünyadan, gerçekten bir yere varacak mıyız, emin olamadık. Bazen kullandığımız dil değişti, bazen yabanileştik, dışarı çıktığımızda güneş ışğı fazla gelir oldu, bazen daha önce hiç duymadığımız sağlık sorunları keşfettik. Sonuçta bu iş para getirmiyordu, zamanımıza ve sağlığımıza da mal oluyordu, ama nedense bir sebepten, inatla sarılıyorduk yaptığımız şeye. Peki biz burada ne arıyorduk? Dirseklerimiz çürütmekle aramızda bir aşk-nefret ilişkisi vardı. Dışarıdan ne kadar sıkıntılı görünsek de aslında aşıktık yaptığımız şeye, başka bir gerekçesi olamazdı!