Enerjinizi çevrenize, iş arkadaşlarınıza aktarıyorsunuzdur, insanlar bundan etkileniyordur. Bir kadın dekan olarak MBA, EMBA programlarında kadınlara pozitif öncelik tanıyor musunuz bu programlara başvurularda bir kota var mı?
NAKİYE BOYACIGİLLER- Kotamız yok, hiçbir zaman olmadı ama kadın-erkek oranlarına baktığımızda, yurt dışı ile kıyasladığınızda durum hiç fena değil. Programlarımızdaki kadınların oranı % 30 ile 40 arasında. Bunun % 50 olmasını isterim. Fakat şunu söyleyeyim Nesrinciğim: Ben daha gençken de feministtim. Her zaman bu konuda Türkiye’yi savunurdum. Yurt dışında Türkiye yanlış tanınıyor. Biliyorsun Türkiye’de akademisyenlerin yüzde 38’i kadındır. Bunun uluslararası kıyaslamalarda iyi olduğunu hep savunmuşumdur ama Türkiye’ye döndükten sonra ülkemizde maalesef kadının durumu genel olarak bakıldığında iyi değil. Bu konu benim için artık tutkulu bir halde önemli bir iş oldu. Ve fakültenin dışında STK’larda yaptığım gönüllü işlerim hep kadın konularında oluyor. KAGİDER’in danışma kurulundayım. Şimdi öğretim üyelerimizden Melsa Ararat’ın başını çektiği Bağımsız Kadın Direktörler projesinde de danışma kurulundayım. Yani kadınların durumuna iş dünyasında çok fazla eğilmemizin gerekliliğine inanıyorum. Kadınların eğitim konusu ve iş dünyasının ilerlemeleri için hem kişisel olarak hem de dekan olarak elimden gelen desteği ve liderliği yapmak isterim çünkü bu Türkiye için fevkalade önemli bir konu. Kadın forumumuz GENDER Forum’un varlığı da benim çok gurur duyduğum bir şey. Onlara da elimden geldiğince destek veriyorum.
Kaç dönem dekanlık yaptınız kaçıncı dönemdesiniz?
NAKİYE BOYACIGİLLER- Dekanlıkta 3. dönemimi bitirdim, 9 yıl oldu şimdi 10. yılımdayım. Bu Sabancı Üniversitesi içinde rekor olmuş oluyor.
Dekanlıktan sonraki kariyerinize ilişkin düşünceleriniz, planlarınız nedir?
NAKİYE BOYACIGİLLER- 10 yılı Ağustos sonunda dolduruyorum. Ondan sonra bir yıllık sabbatical hakkım oluyor. Bu süre içinde bundan sonra yapmak istediklerim ile ilgili biraz düşüneceğim. Biraz sevgili eşimin üstündeki işleri alacağım. Ailenin yükünün çoğunu 10 yıldır o üstlenmişti. Bu anlamda Ziya’ya borcum var, yapmamız gereken bir takım ailevi işler var. Ama tabii ki üniversitede kalacağım, derslerime döneceğim, yapmak istediğim bir takım işler var, bir kitap projem var, biraz da hayatımın bundan sonraki bölümünde ne yapmak istediğimi düşüneceğim.Yönetim bilimleri profesörü olmama rağmen dekan olmadan önce hayatımda hiçbir zaman yönetici olarak çalışmamıştım. Dekanlık bir anlamda bir yöneticilik, pek de sevdim ben bu işi. Proje insanı olduğumu gördüm. Bir takım ile birlikte bir projeyi başından sonuna kadar götürmek çok hoşuma gitti. Sabancı Üniversitesi’nden hiçbir şekilde ayrılmayı düşünmüyorum yine profesör olarak devam ederim. Derslerim ve kendi çalışmalarımla birlikte belki birkaç tane farklı projede de görev almak isterim.
Sivil toplum kuruluşlarında mı?
NAKİYE BOYACIGİLLER- Evet o tür veya üniversite içinde de farklı projeler olabilir. Düşündüğüm bir şey ama henüz herhangi bir yere söz vermek istemiyorum. Danışma kurullarından, yönetim kurullarından çok davet alıyorum. Şu anda iki üniversitenin danışma kurulundayım.. AACSB’nin de Uluslararası Yönetim Kurulundayım.
Aslında siz çok iyi bir siyasetçi olursunuz. Siyasete atılmayı düşünür müsünüz?
NAKİYE BOYACIGİLLER- Boğaziçi’nden mezun sınıf arkadaşlarıma baktığımda bizim gibi eğitimli çok daha fazla kişinin siyasete girmiş olmasını isterdim. Siyasete girmiyoruz ve bundan ötürü Ankara’da işler istediğimiz gibi gitmiyor diye de çok fazla konuşmaya hakkımız yok diye zaman zaman düşünürüm. Benim siyasete girme konusunda bir iki sorunum var. Biri, kişilik olarak çok açık bir insanım, yani düşüncelerimi doğrudan ifade ederim, diplomatik olmayı beceremem. İkincisi de, ben Amerika’da doğdum, çift vatandaşlığım var hiçbir zaman da bunu saklamadım. Sanırım bu da benim için olumsuz bir faktör olur. Ama sana katılıyorum, şartlar farklı olsa siyasetle kesinlikle ilgilenebilirdim. Eşim Ziya bunu ne kadar ister bilmiyorum. Çünkü Ziya’nın babası Millet Meclis’indeydi bunun ne kadar zor bir hayat olduğunu çok yakından biliyor.
Öyle mi kayınpederiniz milletvekiliydi yani?
NAKİYE BOYACIGİLLER- Evet Demokrat Parti milletvekiliydi. Ama partinin faaliyetlerini eleştirdiği için ilk ihraç edilenlerden oldu. Rahmetli kayınpederimle o açıdan benzeşiriz, ikimizin de tutkulu siyaset merakımız vardır ama, bilmiyorum Nesrin, biraz zor olur herhalde benim için. Ben en iyisi çok sevdiğim öğretim üyeliğine devam edeyim!
Çok güzel, hoş geldiniz ve müthiş bir renk kattınız. Sabancı Üniversitesi gibi çok genç bir üniversitede kadın dekan olması bence Sabancı Üniversitesi’ni toplum içinde de farklı bir şekilde konumlandırmıştır.
NAKİYE BOYACIGİLLER- Olabilir.
Aslında takım çalışmasına yatkın, çok sıcak bakan bir insansınız. Bu özelliğinize ben de şahit oldum: Çok kereler üniversitedeki organizasyonlarda, biz çılgınlar gibi koştururken hemen gelirdiniz ve ben ne yapayım, size nasıl yardım edeyim diye sorardınız. Hiç öyle kasıntı bir dekan değilsiniz.
NAKİYE BOYACIGİLLER- Ben insanlarla çalışmayı çok seviyorum.
Peki kariyerinizde ne umdunuz, ne buldunuz?
NAKİYE BOYACIGİLLER- Ben genellikle aradığımı buldum kariyerimde diyebilirim. Akademik kariyer istememin sebebi toplum için faydalı işler yapmaktı. Para kazanmak da önemli tabi insanın hayatını kazanabilmesi... Ama benim için her zaman “topluma bir katkım oluyor mu?” sorusu önemliydi. Bizim ailede olan bir arayıştı diyeyim bu, onu hep hissetim. O yüzden akademisyen olmak, bilime katkımın olması ve ayrıca gençlerle birlikte olmak, onların hayatlarına birazcık olsun olumlu bir etkim olmuşsa, ki öyle geri bildirimler aldım hayatım boyunca, o hoş bir şey.
Sabancı Üniversitesi olmasaydı büyük olasılıkla Türkiye’ye dönmezdim. Başka üniversitede bu kadar mutlu olacağımı da düşünmüyorum, çünkü bizim üniversitemizin temel değerleri benim temel değerlerimle çok örtüşüyor. Burada çok güzel işler yaptığımıza inanıyorum Nesrinciğim, hep birlikte, Türkiye için çok önemli işler yaptığımıza inanıyorum. Bu çorbada benim de birazcık tuzumun olması hayatımın sonuna kadar benim için bir gurur kaynağı olacaktır. Onun için, aradığımı kesinlikle bu üniversitede bulduğumu hissediyorum.
Bu güzel sohbet için çok teşekkür ediyorum.
Röportaj, GazeteSU - Nesrin Balkan ile Çarşamba Sohbetleri köşesinden alınmıştır.