2010 Uluslararası Opera Yaz Festivalinin Amacı nedir?
Festivalin amacı daha geniş ve farklı bir seyirci kitlesine ulaşmak, söz konusu seyirciyi tarihsel mekanlarda, açık havada opera sanatıyla buluşturmak. Bu ilkeden yola çıkarak Temmuz 2010'da birçok tarihi mekanda eşzamanlı çeşitli eserler sahnelenecek. Tarihi mekanlar derken gerçekten İstanbul'u tanımlayan Topkapı Sarayı, Yıldız Sarayı, Rumeli Hisarı, Beylerbeyi Sarayı, Dolmabahçe Sarayı v.b. mekanları kastediyorum.
Bu Festival çerçevesinde her yıl yurt dışından günümüzün önde gelen toplulukları İstanbul'a gelerek başarılı yapıtlarını sahneleyecekler. Örneğin; Berlin Operası, La Scala Operası, Viyana Operası, Bremen Operası gibi. Ayrıca ülkemizde var olan opera kurumları da, yani; Ankara, İstanbul, İzmir, vb.de yabancı konuk sanatçıların, gerçek dünya starlarının katılımıyla eserlerini seyirciyle buluşturacak.
Diğer önemli bir özellik ise; biletler Biletix'den satışa sunulacak, yurt içi ve yurt dışından bilet alımı yapılabilecek. Amaç, bizim turneye çıkarak seyirciye gitmemiz değil, tam tersine seyircinin her nerede yaşıyor ise, bulunduğu yerden İstanbul'un tarihi mekanlarında sergilenen bu nitelikli yapıtları seyretmeye gelmeleri. Tabii ki bu da Turizm ve Kültür açısından İstanbul için çok büyük önem taşıyor.
Yıldız Sarayında üç gün oynanan "Saraydan Kız Kaçırma" yapıtı ve yenilikleri anlatabilir misiniz?
Elbet, memnuniyetle. Çıkış noktam insanlar arasında giderek artan kopuklukları hatta kimi zaman çatışmaya dönüşen anlaşmazlıkları gündeme getirme çabası oldu. Doğu ve Batı kültüründen gelen, çok farklı geçmişe sahip oyun karakterlerinin aralarında bir türlü iletişim kuramamalarını bariz biçimde göstermek istedim. Onun için de farklı dile ve farklı dine sahip bu insanları kendi ana dillerinde konuşturdum. Böylece oyunda diyaloglar Almanca, Türkçe ve İngilizce olmak üzere üç ayrı dilde gerçekleşti.
Bu sahnelenişte dil ve kostümler oyuncuların oyunculuk biçemlerini de etkiledi. Kostümlerde eski ile yeniyi harmanladım. Farklı dillerin iç içe kullanımının yanı sıra, kimi karakterlerin çağdaş kostümlerle oynamaları onların oyunculuklarını, beden kullanımlarını da olumlu biçimde yönlendirdi. Ayrıca Doğu - Batı kültürleri arasındaki farklılıkların böyle görselleştirilmesi, oyuncular tarafından doğru algılanmış olması yorumun seyirciye doğru aktarımını sağladı.
Unutmayalım, birbirimizi anlamak, farklı olana saygıyla yaklaşmak, bizim gibi olmayanlarla da sağlıklı diyalog kurabilmek için çaba harcamak günümüz dünyasında ortak bir zorunluluk. Kendi yaşam alışkanlıklarımızı karşımızdakilere dayatamayız, kendi dünya görüşümüzü, bakış açımızı "tek doğru" olarak göremeyiz.
Sabancı Üniversitesi Ailesine söylemek istediğiniz özel bir mesajınız var mı?
SGM'de Akademik Yıl boyunca ilginç ve nitelikli programlar sunuyoruz. Yaşantımızı sanatla zenginleştirmemiz için yaz aylarını, festivalleri beklememiz gerekmiyor. Herkesin "Sanata Zaman Ayırması"nı öneriyor, keyifli seyirler diliyorum.
Teşekkürler... Bizde size bu keyifli söyleşi için teşekkür ediyoruz.
Röportajı yapan: Mine Göknar