Mezunlarla İlişkiler

İbrahim Kocaalioğlu

Fakülte: 
School of Management 
Mezuniyet Derecesi: 
Yüksek Lisans
Program: 
MBA 
Mezuniyet Yılı: 
2005

Apple'ın iPhone uygulamaları için App Store'u açmasından sonra akıllı telefonlar üzerinde uygulama geliştirme konusunda düşünmeye başladım.  İnternette, App Store'da uygulama satıp da başarılı olan insanların hikayesini okuyunca konuya ilgim arttı ve 2009 yazının sonunda bir iMac bilgisayar ve bir de iPhone alarak bu işi için ilk yatırımımı yaptım.  İlk uygulamamın App Store'da yayınlanması aralığın ortalarını buldu.  Bu uzun süreçle ilgili söyleyebileceğim tek şey; Apple'ın Microsoft'tan öğreneceği çok şey olduğu.  Görselliğe odaklanan Apple'ın yazılım geliştirme platformu Microsoft'un gerisinde kalmış.

Bugüne geldiğimizde App Store'da 24 uygulamam yayınlanlandı.  Tecrübelerime göre söyleyebilirim ki Apple App Store internette söylendiği kadar kısa sürede kazanç sağlanabilecek bir yer değil. İyi bir kazanç için gerçekten çok çalışılması gerekiyor.

 

iPhone için geliştirdiğim uygulamalara örnek verecek olursak:

Kaç Para: iPhone için geliştirdiğim son uygulama, şu an Türkiye'de en çok indirilen uygulama (Nisan 2010). "Kaç Para" ile istediğiniz bir ürün veya arabanın online alışveriş sitelerindeki fiyatlarını karşılaştırmanız mümkün.

City View: Dünyanın herhangi bir köşesindeki Tweetleri* takip etmenizi sağlıyan bir uygulama.  Bu sayede geçenlerde Hawaii'de yaşanan Tsunami'yi bölgede yaşayan insanların bakış açısıyla takip etme fırsatım da oldu.  Ayrıca uygulamayı sadece bir şehirle kısıtlayıp ücretsiz versiyonlarını da yayınladım (İstanbul View, New York View...)  Ayrıca uygulamanın iPad için versiyonunu da Nisan ayında yayınlandı.

Map View: Haritanın, kullanıcının bakış açısıyla gösterildiği yön bulma uygulaması.

Nearby View, Cafe View: Kullanıcının etrafındaki kafe veya benzeri yerleri kamera görüntüsü üzerinde gösteren bir uygulama (Augmented Reality*)

ICanDecide: Bugün nereye gitsem ne yesem gibi konularda karar vermenize yardımcı olan bir uygulama. Program ayrıca kullanıcının etrafındaki kafe, restaurant, atm gibi yerleri harita üzerinde göstererek önerilerde de bulunuyor.

 

Sosyal ağların ve akıllı cep telefonlarının yaygınlaşması ile insanların haber alma alışkanlıkları da değişiyor. Artık herkesin birer potansiyel muhabir olması klasik medya kuruluşlarının etkinliğini de azaltıyor.  Hatta bazı medya kuruluşları dünyanın bir köşesindeki haber için bölgeye muhabir göndermek yerine o bölgede yayınlanan canlı içeriği kullanarak haber üretmeyi tercih ediyor. Bunlaraa ek olarak diğer kişilerin tercihleri ve yorumları kişilerin vardiği kararlar üzerinde de hergeçengün daha etkili oluyor. (Ör: Foursquare*)

 

Akıllı telefonların hayatımıza etkileri bunlarla da sınırlı değil.  Alışveriş için girdiğiniz bir mağazadaki fiyatları kolay bir şekilde internetteki fiyatlarla karşılaştırmanız mümkün. "Kaç Para" adlı uygulamamın başarısı da tüketicinin konuya ilgisinin bir göstergesi. Bunun yanında bulunduğunuz yere yakın kafe, eczane veya atm gibi bilgilere cepten ulaşmak artık mümkün.  Aynı şekilde ürünler ve mekanlarla ilgili diğer insanların yorumları da kişilerin verdiği kararlar üzerinde etkili.  Bu durum şirketlerin tüketiciyle iletişim kurma stratejilerini gözden geçirmelerini gerektiriyor.  Teknolojik gelişmeler ve insanların değişen alışkanlıkları, gelecekte şirketlerin tüketiciyle iletişim kurarken sosyal ağlar ve yeni iletişim araçlarını daha etkin kullanmalarını gerektirecek.  Sonuçta tüketicinin yeni iletişim alışkanlıklarına daha iyi uyum sağlayabilen şirketler giderek artan rekabette ayakta kalabilecek. 

 

 

*Augmented Reality: //en.wikipedia.org/wiki/Augmented_reality

*Tweet: Kişilerin Twitter sitesi üzerinde yazdıkları kısa mesajlar.

*Foursquare: Yaşadığınız şehri farklı bir şekilde keşfetme platformu.