Mezunlarla İlişkiler

Ahmet Şahinöz

Fakülte: 
Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi
Mezuniyet Derecesi: 
Doctorate
Program: 
Mekatronik Mühendisliği
Mezuniyet Yılı: 
2010

Vortex Enerji, temiz enerjide dünyaya açılmayı hedefliyor
Modern dünyada enerji en büyük ihtiyaçlardan biri haline geldi. Temiz enerji ise bu ihtiyacın en sıcak noktalarından biri.

Bu haftaki sohbetimizin konukları temiz enerji alanında bir girişim olan, Dikey Eksenli Rüzgar Türbinleri* alanında faaliyet gösteren Vortex Enerji. Şirketin kurucuları, hepsi de Sabancı Üniversitesi mezunu olan Ahmet Şahinöz, Ömer Güven ve Nuh Conağası. Vortex Enerji’nin kurucu ortaklarından Ahmet Şahinöz ile esprili bir sohbet gerçekleştirdik.

Röportaj: Mariam Öcal

Vortex Enerji, kısa vadede Türkiye, orta vadede gelişmekte olan diğer ülkeler, uzun vadede ise Avrupa ülkelerini ekleyerek satış yapmayı hedefliyor. Ahmet, Çin menşeili ürünlerin ucuz ancak iyi dokümante edilmemiş ve güvenilirlik bakımından zayıf olduklarını söylüyor.

Avrupa menşeili türbinlerin ise kalite bakımından iyi ancak fiyatlarının aşırı yüksek ve Türkiye gibi ülkelerde fizibilitelerinin olmadığını sözlerine ekliyor. Vortex Enerji’nin hedefi, fiyat olarak makul, kalite olarak yüksek, ve iyi dokümante edilmiş bir ürün yelpazesi oluşturmak ve küçük türbinlerin yaygınlaşmasını sağlamak.

Ortaklarının verdiği gazla girişimci oldu

Ahmet Şahinöz 2010 yılında Sabancı Üniversitesi Mekatronik Programı’ndan mezun oldu. Daha sonra Carnegie Mellon Üniversitesi’nde Makina Mühendisliği Programı’nda yüksek lisans eğitimini tamamladı. Ahmet, 2013 yılından bu yana Sabancı Üniversitesi’nde Mekatronik Mühendisliği Programı Doktora Programı’na devam ediyor. Diğer ortaklar, Nuh Conağası ve Ömer Güven 2017 Endüstri Mühendisliği mezunu.

Ahmet öğrencilik yıllarında direkt olarak girişimci olmayı düşünmemiş, ancak bir şirkette maaşlı çalışan olmaya da sıcak bakmıyormuş. Kendi deyimiyle, bir şirkete girip anlam bulamadığı bir işte çalışarak hayatını boşa geçirmekten korkuyormuş, hem de kapitalizmin sıradan bir parçası olmak istemiyormuş. Bu sebeple Ahmet’in Vortex Enerji’den önce, 2014 yılında tez hocasının şirketindeki bir aylık çalışma deneyiminin dışında resmi bir iş tecrübesi olmamış.

Düşüncelerinin hala benzer olduğunu söyleyen Ahmet, deneyimleri sayesinde bugün artık gerekirse bir şirkette çalışmaktan korkmadığını da sözlerine ekliyor.

Ahmet, Vortex Enerji’nin diğer ortakları Ömer Güven ve Nuh Conağası ile doktoraya kayıtlıyken tanışmış. O sırada onlar lisans öğrencisiymiş. İkisinin de girişimci olma isteği ve aile şirketlerinde çalışmaktan dolayı deneyimleri varmış. Girişimin kurulmasını esprili bir dille anlatıyor: “Ömer bana gelip de ‘Abi bi şirket kuralım, bunu ticari ürün haline getirelim, TÜBİTAK projesi yazalım’ diye gaz vermeseydi hayatta bu kadar işin altına girmezdim.”

PROJ 102’den şirketleşmeye…

Ahmet’in anlattığına göre temiz enerji sektörü kendilerinin direkt hedef olarak seçtikleri bir sektör değil. Sabancı Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Serhat Yeşilyurt’un dikey eksenli rüzgar türbini projesi konunun çıkış noktası olmuş. Proje PROJ 102 olarak başladığı için mekanik tasarım olarak çok iyi durumda değilmiş. Ahmet de mekanik tasarım ve üretim konularında deneyimli olduğu için Serhat Yeşilyurt ile görüşerek yardım etmek istediğini söylemiş. Böylelikle de rüzgar türbini projesinde çalışmaya başlamış. Yeni bir türbin prototipi tasarlayıp üretmişler ve kurulumunu da Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi önünde yapmışlar.

Türbini dönerken gören Ömer Güven de Serhat Yeşilyurt’a bunu ticari bir ürün haline getirmek istediğini söylemiş. Böylelikle, Serhat Yeşilyurt Ömer’i Ahmet’e yönlendirmiş. Ömer ve Ahmet’in tanışmaları böyle olmuş. Ömer, Ahmet’e şirket kurma fikrinden ve maddi kaynak olarak da TÜBİTAK projesi yazmaktan bahsetmiş. Ahmet öncelikle biraz şüpheci yaklaşmış. TÜBİTAK 1512 projesini ilk etapta ortaklarının yazmasını, kendisinin sadece teknik konularda destek vereceğini söylemiş. Ortakları ilk aşamayı geçtikten sonra projeye Ahmet de tamamen dahil olmuş ve ikinci elemeyi de birlikte geçmişler.

İsmin belirlenmesinde rüzgar ölçümü için kullandıkları sensör etkili oldu

Ahmet şirketin isim babası olduğunu söylüyor. Rüzgar ölçümü için kullandıkları sensörun modeli Inspeed Vortex’miş, Vortex kelimesine biraz da bu sebeple kendini yakın hissetmiş. “Vortex güzel bir kelime, çoğu aerodinamik yapıda görülen bir olay, bir rotasyonu anlattığı için türbinin dönüşü ile uyumlu, kulağa modern geliyor, hem rüzgar hem de hidro enerji ile uyumlu. Websitesi için domain de boş olunca, karar verdik gitti” diye esprili bir dille açıklıyor.



İlk ticari ürün için hedef 2020 yılı

İlk ticari ürünün piyasaya çıkması için Ar-Ge çalışmaları devam ediyor. TÜBİTAK projesinde yaptıkları jeneratörün istenilen performansı vermemesi, ve güç elektroniği konusunda henüz çalışma yapılmamış olması sebebiyle yaklaşık bir senelik ürün geliştirme ve bir senelik test sürecinin ardından profesyonel ticari ürünün 2020’de piyasaya çıkması öngörülüyor. Ahmet, test prototipi adı altındaki ilk satışlarını 2019 yılı ortalarında yapabileceklerini düşünüyor.

Ahmet şu anda şirketin kendi işleri ile yoğun olduklarından dolayı ek bir hizmet vermeyi düşünmediklerini sözlerine ekliyor.

Küçük rüzgar sektörü dünyada doyuma ulaşmamış bir pazar

Ahmet ile temiz enerji sektörünün geleceği ile ilgili de konuşuyoruz. Ahmet, temiz enerji sektörü ve rüzgar enerjisi denildiği zaman genelde akla MW kapasiteli büyük türbinler geldiğini söylüyor. Büyük rüzgar piyasası ile küçük rüzgar piyasası çok farklı olduğunun altını çizen Ahmet, “Enerji üretip devlete satmak istiyorsanız mantıklı olan büyük türbinler dikmek. Bunlar için meteorolojinin yüksek irtifa rüzgar haritasına bakıyorsunuz. Türkiye’de nerelerde iyi rüzgar olduğu zaten biliniyor” diyor.

“Küçük türbinler, rüzgarı bol alan işletmelerin elektrik ihtiyacını kısmi olarak karşılamak için, büyük türbin dikilmesi uygun olmayan yerlerde enerji üretimi için, veya şebeke elektriği gitmeyen yerlerde elektrik kullanımı için mantıklı. Ancak iyi rüzgar olduğundan emin olmalısınız, yoksa diktiğiniz türbin kendi maliyetini bile karşılamayabilir, gereksiz israf olur. Bunu anlamak için alçak irtifada lokal olarak rüzgarın olup olmadığını değerlendirmek gerekiyor, yani kısa bir direk dikip anemometre ile rüzgar hızı ölçümü almalısınız” diye devam ediyor.

Küçük rüzgar sektörünün ülkelerin genel enerji tablosunda çok küçük bir role sahip olduğunu, ancak şu ana kadar dünyada doyuma ulaşmamış bir pazar olması sebebiyle Vortex Enerji gibi bir firma için çok büyük bir potansiyel taşıdığını da sözlerine ekliyor.

PowerUp Türkiye Finali’ne kaldılar

Vortex, Innoenergy’nin Türkiye’de Sabancı Üniversitesi Teknoloji Tabanlı Girişimleri Hızlandırma Merkezi SUCOOL işbirliği ile yürütülen Power Up Yarışması’nın Türkiye finalistleri arasında yer aldı. Ahmet, TÜBİTAK Projesi sağ salim bitirmenin verdiği yorgunluk ve rahatlık ile ortaklarından Ömer Güven’e “Yarışmaya falan girmem, sen istiyorsan gir” demiş.

Girişimcilere önemli uyarılar ve tavsiyeler

Ahmet projenin tamamen Sabancı Üniversitesi ortamında geliştiğini, Ömer’in şirket kurma isteği ve SUCOOL’un desteği gibi etkenler olmasaydı Vortex Enerji’nin olmayacağını söylüyor.

Girişimci olmak isteyenlere de önemli uyarı ve tavsiyelerde bulunuyor.

Çok fazla iş kalemi yazmayın, projeyi parçalara ayırın. Bir iş, daha önce 'aynısını' yapmadıysanız sizin düşündüğünüzden 2-3 kat uzun sürer.
Temel ihtiyaclarınızı karşılayacak kadar maaş yazın. Biz hata edip çok is kalemi yazdığımız için ben kendime maaş yazmadım, 2 senem gereksiz maddi kaygılar içerisinde geçti.
Takım arkadaslarınız ile aranızda iyi bir iş bölümü yapın. Mümkünse şirketi geçici olarak tek bir kişinin üzerine kurmayın, tüm ortaklar resmi ortak olsun. Herkesin üzerinde 'proje süresi boyunca' yapacağı sorumlulukları olsun. Örneğin henüz Ar-Ge'si devam eden bir ürünün satışı için öngörüşmeler yapmak tek başına bir görev tanımı olmamalı. Herkes Ar-Ge sürecinde elini taşın altına koymalı.
Her türlü sıkıntıya hazır olun. Beraber çalıştığınız ve konusunda uzman olduğunu düşündüğünüz kişi, zannettiğiniz kadar uzman olmayabilir. Proje süresi boyunca evlilik, çocuk veya diğer ailevi sebeplerle insanlar verimli çalışamayabilir. Projeyi yazarken ortak olmayı düşündüğünüz kişiler, proje kabul edildiğinde master ve doktoraya yurtdışına gidip sizi yalnız bırakabilir. Sizin çabanız olmazsa hiçbir şey olmayacak, ama aynı zamanda da hiçbir şey tam olarak sizin kontrolünüzde değil.
Girişimci olacaksanız, temel ihtiyaçlarınızın çok üzerinde paralar kazanma motivasyonu ile girişimci olmayın, çünkü para kazanıp kazanmayacağınız belli değil.
Dürüstlükten hiçbir zaman ödün vermeyin.
Giriştiğiniz işte başarısız olma ihtimalinize karşı alternatif planlarınız olsun.
Yaptığınız işi yapmak zorunda olmadığınızı bilerek çalışın. Yapmak zorunda olduğunu düşünürseniz hayatınız stres içinde geçer.
Siz çok iyi çalışanız bile sizin dışınızdaki etkenler sebebiyle başarısız olabilirsiniz, projenin başarılı olup olmaması sadece sizin elinizde değil. Ama bu herhangi bir zorlukla karşılaştığınızda bırakacağınız anlamına gelmiyor. Pes etmeyeceksiniz, ama neden pes etmediğinizi bileceksiniz. Benim zor anlarda pes etmememi sağlayan ana motivasyonum, girdiğim işi düzgün yapmak ve girişimcilik konusunda çok hevesli olan takım arkadaşlarımı yarı yolda bırakmamak oldu.
*Dikey eksenli türbinler rüzgarı her yönden alırlar ve rüzgar yönüne dönmeye ihtiyaç duymazlar. Bu sebeple tasarımları sade ve yatırım maliyetleri düşüktür.

2-20kW aralığındaki rüzgar türbinlerinin kule yükseklikleri 8-25m arası değişiyor. Dolayısıyla büyük ölçekli türbinlere göre aldıkları rüzgar hızı ve kalitesi daha düşüktür. Rüzgar yönü de bazı bölgelerde çok değişkenlik gösterebiliyor. 

Dikey eksenli türbinler, ideal rüzgar koşullarının bulunmadığı şehiriçi alanlarda, engebeli arazilerde, rüzgarın sık yön değiştirdiği bölgelerde yatay eksenli türbinlere göre daha verimli çalışırlar.