Siz kampüsteki bitki örtüsünün tamamının envanterini aklınızda tutuyorsunuz, öyle mi?
Epey biliyorum. Şuna dikkat etmeye çalıştık; gölün civarı ve yeni yurtların altındaki yamaç gibi bir kısım alanların mümkün olduğu kadar doğal gözükmesini sağladık. Öte yandan, örneğin akademik binaların etrafı ve yurtların avlularında şunu gözetmeye çalıştık; her mevsim bir hareket olsun, bir şey açsın, değişik mevsimlerde değişik çiçekler olsun. Bir de tabii, İstanbul’un meşhur ağacı, simge ağacı erguvan, ondan sonra da mor salkımlar. Mesela Atatürk Anı Yazıtı’nın yanından SGM’ye giden yaya yolunun çardağını mor salkımla kaplamak Güler Sabancı’nın fikridir. Hakikaten de çok, çok güzel oldu.
Hepimizin gözünün alıştığı bir sürü ağaç var; tanıdık ağaçlar, belki ismini bilmeyiz ama ben bu ağaçtan çok görmüştüm deriz. Ama hiç tanımadığımız ağaçlar da var. Mesela Çin ağacı denen pavlonyalar var, anavatanı Japonya olan ginko var, ondan sonra tabii bir de sakuralar var, ki o herhalde bir 5–6 yıl sonra muhteşem bir görüntü verecek. O sakuralar da esasında Güler Sabancı’nın eseri. Bir Japon iş adamıyla görüşürken, bize 1000 küsur tane sakura fidanının hibe olarak gelmesini sağladı. Sayı da müthiş bir sayı…
Sakuralar şimdi hiç göze çarpmıyor, şu anda yaklaşık 1.5 metre boyundalar. Bu ağaç, 5–6 metreye kadar büyüyor ve bütün ağaçlar aynı anda açıyor. Sakuralar boy attığı zaman suya yansıyacaklar, çok güzel bir şey olacak tabii.
Sakuralardan biraz daha bahseder misiniz? Yazınızda da bahsettiniz, Amerika’ya 3 bin tane gönderilmiş zamanında. Kampüsümüze bu sayının üçte biri gelmiş.
Çok ciddi bir rakam… Sakuralar gelirken ben internette bayağı araştırma yaptım. Mesela, Kanada’da bir üniversite web sayfasında, sakuralarından övünçle bahsediyor. Yazıyı okudum, 47 tane varmış. Övündükleri şey hakikaten güzel ama sayı 47.
Bir hikaye de hatırlıyorum ben. Japonlar sakuraları takip ediyorlarmış değil mi? Bizim kampüsümüzdekileri de takip ediyorlar mı?
Evet, tabii. Japonlar gelip bizden toprak analizi istediler. Toprak analizlerini yolladık. Ondan sonra sakuraların ilk dikimine gelip onlar da baktılar, doğru dikiyor muyuz diye.