Mezunlarla İlişkiler

Tosun Terzioğlu ile

Söyleşi
21 Eyl 2011
Tosun Terzioğlu ile
kampüsteki doğal yaşam üzerine...

Yurtların gerisinde neler var?

Yurtların gerisinde bir çamlık var, onu koruyoruz, güzel de gelişiyor çamlar. Onun arkası boştu, biz tamamen ağaçlandırdık. Oraya değişik sedirler, selviler koyduk ki iki vadi muhteşem bir selvi ormanı oldu adeta. Bir de orada sel yatakları var, o sel yataklarının da doğal bitki örtüsü vardı. Bodur, palamut meşeleri, böğürtlenler… Onları da olduğu gibi bıraktık.

Kampüsle ilgili bir başka sorunumuz da yıllar içerisinde şuydu; çok büyük bir arazimiz var ve etrafta çit yok. Öyle bir zaman geldi ki, birtakım başıboş köpekler bizim çamlıkta toplanmaya, biraz da yabanileşmeye, sürü halinde dolaşmaya başladılar. Ondan sonra baştan sona çitle çevirdik kampüsü. Yanılmıyorsam 3 bin küsur metre çit yaptık; tabii epey masraftı ama bir emniyet oldu. Bir de şu güzel bir şey; tavşanlar üremeye başladı. Bu tavşanlardan tanesi Rektör Evi’nin bahçesini severdi. Çimeni seçe seçe yerdi. Benimle göz göze geldi bir gün, çok hayret etti, “sen burada ne yapıyorsun?” der gibi koşarak kaçtı.

Üniversitenin ilk yıllarında ağaç dikme etkinlikleri yapılmış, değil mi?

Evet. Zaman zaman dışarıdan misafirlerimiz de oldu ilk yıllarda. Sakıp Bey mutlaka katılırdı, Güler Hanım katılırdı. ODTÜ’nün kurucu rektörü Kemal Kurdaş’ın bir ağaçlandırma bayramımıza katılması benim için çok hoş bir anı. ODTÜ kampüsünün bugünkü haline gelmesi; yani Ankara gibi zor ağaç yetişen bir yerde bu kadar çok ağaç dikilmesini gerçekten Kemal Kurdaş’a borçludur Türkiye. Erdal Bey’le beraber ağaç diktiler, Erdal İnönü’yle birlikte. Herhalde bu etkinlikten önce, belki 30 yıl önce ODTÜ kampüsünde beraber ağaç dikmişlerdi.

Yurtların arka tarafındaki arazide yürüyüş yapılabilir mi?

Vallahi ben yapıyorum. Aşağı yukarı Rektör Evi’nin yanından başlayan bir toprak yol var ki, genelde çamur da olmuyor. O bütün çitin yanından yürüyerek aşağı-yukarı Hangar’ın olduğu yere çıkabilirsin. Ama epey sürer, yani şöyle 1.5 saat sürer. Bu yolun tam yarısında, yurtlara doğru giden bir toprak yol var, eski ağaçlandırma toprak yolu; orası da güzeldir. Onun etrafındaki çamlar bayağı büyüdü. Bir de sessiz yürürsen orada ayağının altından tavşan kaçması ihtimali çoktur, orayı tavşanlar da seviyor benim anladığım kadarıyla.

Çok enteresan değil mi tam endüstriyel yapılaşmanın ortasında böyle bir yer yaratmış olmak?

Evet, doğru ve giderek daha da güzelleşecek. Zaman istiyor tabii ağaçların büyümesi. Mesela yurtların arkasında ağaçlandırdığımız iki vadiyi doğrusu ben unutmuştum. Oraya biz birçok cins, değişik değişik cinsten selviler dikmiştik. Evvelki sene bir gittim, bayağı bir kocaman selvi korusu olmuş orada. Korumak çok önemli…

Peki Tosun Bey, çok teşekkür ederim.

Röportajı yapan: Elif Gülez / Pazarlama Yöneticisi - SU Dergi Editörü

* Bu röportaj SU Dergi Sayı: 11 / Mayıs - Ekim 2011’den alınmıştır.

Sayfalar

Bu yaziyi paylas