Mezunlarla İlişkiler

Feriköy

Zoom
15 Eyl 2009
Feriköy
Daha adil, daha temiz, daha yaşanası bir dünyaya açılan kapı...

Şişli Feriköy'deki %100 Ekolojik Halk Pazarı bana 2008'in en güzel hediyelerinden biri oldu. Pazardan uzun süredir haberdar olmama rağmen şehir ve hayat koşturmacası Cumartesi günleri beni Feriköy'den uzak tutmuştu bunca yıl. Geçen yıl birisi bana hafta içi yetmezmiş gibi Cumartesi günleri de 6.30'da uyanıp Feriköy'e pazara gideceğimi ve neredeyse öğleye kadar orada kalacağımı söylese güler geçerdim. Belki de "ah, keşke" derdim, "ama mümkün değil." Oysa mümkünmüş!

Bütün yazı pazarda geçirmekle kalmadım; Kasım ayının benim açımdan en zor hafta sonuna, Cumartesi-Pazar iki ayrı konferans sunumu yapacağım haftasonuna sabah 5.30'da uyanarak ve önce pazara giderek başladığımda anladım ki gerçek bir müdavim olmuşum. Artık Cumartesileri her zaman annem, çoğu zaman babam, arasıra da Hakan'la birlikte Feriköy'deyiz. Cumartesi sabahları ya kimseye randevu vermiyorum, ya da Feriköy'de veriyorum! Hülya Hanım'ın tam buğday unlu, otlu gözlemeleri eşliğinde muhabbetin de tadına doyum olmuyor.  Feriköy'de kimseyle randevulaşmadan da kendinizi derin muhabbetlerin içinde bulabiliyorsunuz tabii. Örneğin bu yazının arkasında soğuk bir cumartesi günü Esra Başak’la pazarda karşılaşıp ayaküstü muhabbete dalmamız, sonra da Esra'nın SUdergi'de pazar deneyimimi sizlerle paylaşmam için beni cesaretlendirmesi var.

Feriköy'ün hayatıma girmesiyle birlikte yediğim herşey bir "yüz" kazandı - "Food with a face on it" deniyor buna literatürde. Marx’ın kapitalizme yaptığı en önemli eleştirilerden biri olan "metaların fetişizmi"ne karşı arkasında yatan insan ilişkilerine ve insanlara kör kalmadığımız bir yemek dünyasının içindeyim artık. Kandıra'da organik tarım yapan Lale Hanım'dan öğrendiğim balkabağı çorbası bugünlerde soframızdan eksik olmuyor. Lale Hanım'ın güzel kıvırcıkları ve havuçları da...

Gelincik, ebegümeci, ısırgan, turp otu veya kereviz salatası yiyorsak, Çanakkale'de organik tarım yapan, aynı zamanda Via Campesina üyesi Levent Gürsel masamıza misafir olmuş oluyor. Tabii güzel zeytinyağı ile Ferdun İnanlı soğuk ve sıcak yemeklerde hep bizimle... Yoğurdumuz Gökçeada'dan Elta-Ada organik çiftliğinden, mantarlarımız ise Bursa Karacabey'den, Hamdiye ve Şaban Burhan'ın çiftliğinden. Hamdiye Hanım bu hafta dondurucu soğuğa karşı sarıp sarmalanmış olmasına rağmen güleryüzlülüğü ve misafirperverliğinden birşey kaybetmemiş, "kiraz zamanı çiftliğe gelin de birlikte dalından koparıp yiyelim" diyordu. Kiraz zamanını dört gözle bekliyorum...

Bu yaziyi paylas