Batarsak beraber batıyoruz, hepimiz aynı geminin içindeyiz.
Biraz güncel konulara geçecek olursak, küresel bir ekonomik krizin geleceği belli miydi?
Kriz dediğiniz, birdenbire olur. Olacağını öngörenler vardı ama kimse kestiremiyor tabii böyle şeyleri. Durumun vahametini içten bilen insan sayısı fazla olmuyor. Komünizmin çöküşü gibi, önceden bilinmiyor. Ana sorun batma ihtimali yüksek kredilerin verilmesi. Onların geri ödenememesi de problemi yarattı. Asıl kaynak; sistemin kime, hangi kalitedeki insanlara kredi verilebileceğinin iyi değerlendirilemiyor olması. Firmalar bu konuda kendi otokontrol sistemlerini çalıştırıyor zannediyorduk. Kriz özellikle finans ve inşaat sektöründeki firmalardaki geri ödeme problemlerinden kaynaklandı, sonrası çorap söküğü gibi büyüyerek gitti. Birdenbire su yüzüne çıktı her şey.
Kapitalizm açık vermeye başladı diyebilir miyiz?
Yüzde yüz; bir iyi işleyememe sorunu var. Ama o kadar içinden çıkılamayacak bir durum yok bu kadar ciddi şeyler söylemek için. Bu kriz bir durgunluk yaratacak. 1929-30 krizi gibi olmayacak bence ama üretimin yüzde 10 düşmesi bile çok etkiler dünyayı… 10 kişiden biri işsiz kalacak gibi düşünmek yanlış olur ama herkesin gelirinde bu miktarda bir azalma olacak diyebiliriz. Ama şu anda bütün ülkeler koordine bir şekilde yaklaşıyorlar krize. Böyle bir teoriye de inanıyorum ben zaten, bir felaketin eşiğine geldiğimizde insanlık toparlanıyor biraz. Köyde de bir yer yanmaya başladığında mesela, bütün ahali toplanıp su dökerler kovalarla. O tür bir şey var. Batarsak beraber batıyoruz, hepimiz aynı geminin içindeyiz. Şu an herkes çabalıyor toparlanmak için. Tabii ben daha az koyayım, o daha fazla koysun; ben daha az su getireyim, o daha çok döksün olayları var. Ama bir işbirliği sağlanıyor. Çok da uzman değilim ama iyimserim bu konuda.
Türkiye’nin krizden daha az etkileneceği gibi bir durum söz konusu mu?
Göreceli… 8 sene önceki Türkiye’ye göre çok daha az etkilenir bugünkü Türkiye. O günkü durumumuzda olsak, şu an toz duman olmuştuk. Bankacılık sektörü zaten dokunsan yıkılacak haldeydi o zamanlar. Diğer yandan, Türkiye’yi kiminle karşılaştırdığınıza da bağlı… Sorunun kaynağı ABD’deydi. Sen de çok bağlıysan dışarıdakine, o yıkıldı mı sen de devriliyorsun. Ne kadar az küreselleşmişsen, bu krizlerde o kadar iyi senin için. Kapalı bir ekonomiye sahip olan eski Arnavutluk mesela… Ne kadar etkilenebilirdi ki bu krizden? Ama küreselleşmezsen de değişimden fazla faydalanamıyorsun. İthalat-ihracat olanakların o kadar çok olamıyor, karnın daha az doymuş oluyor normal zamanlarda.
Keşke zamanı geriye alabilsek de, Bush’un yaptığı hatalar yapılmamış olsa...
Bir ekonomist gözüyle Amerikan başkanlık seçimlerinde Obama’nın seçilmesi nasıl etkileyecek dünyayı?
Pozitif, pozitif, pozitif… Herkes pozitif o konuda. Zafer naraları atılıyor. Umarım düşündükleri kadar pozitif olur her şey. Ama onun da yapamayacağı şeyler var. O da birçok şeye bağlı kalacak. Geçmiş onu bazı politikalardan ayrılamamaya sürükleyecek mecburen. Nasıl bir bataklığın içindeysen hemen çıkamıyorsan, o da istemediği bazı politikaları gütmek zorunda kalabilir, belki üzerinde baskılar da olacaktır bu konuda. Bir dönemde değil de, bir dönem daha seçilirse bir şeyler değiştirebilir. Krizi nasıl yöneteceğini de bilmiyoruz mesela. Bazen böyle çok popülist gözüken liderlerin çok daha kötüye götürdüğü olmuştur ülkeyi, Peron gibi. Obama o hataya düşmez umarım. Savaşı hemen bitirirse kötü olur mesela. Dereceli bir şekilde çekilmesi gerekir, daha kötüye gitmemesi için. Aslında keşke zamanı geriye alabilsek de, Bush’un yaptığı hatalar yapılmamış olsa. Şimdi zaten Saddam eceliyle ölmüştü belki de.
Son olarak, derslerinizdeki sınavlarda soruları ayrı bir kâğıtta dağıtıp, cevapları müsvedde kâğıtların arkasına yazdırmanız, öğrencilerin sizi çevreci bir hocamız olarak tanımasına yol açmış. Çevre konusunda yaptığınız çalışmalar var mı?
İsterim ama bunun gibi, şişeleri bidonlara atmak gibi basit şeylerin ötesine geçemiyorum. Öğrencileri bilinçlendirmek gerek bu konularda. Bedava diye satır satır her şeyi yazıcılardan basanlar var. Paralı olsa o kâğıtlar, öyle harcamazlar örneğin. Projeleriniz varsa, bana gelirseniz çok memnun olurum. Zevkle öğrenci kulüpleriyle işbirliği içinde çevre konusunda çalışmalar yapmak isterim.
* Bu röportaj Okyanus Dergisi Mart 2009 Sayı: 13'ten alınmıştır.
Röportajı yapan: Emre Eminoğlu