Sabancı Üniversitesi, disiplinlerarası eğitim anlayışı, gelişen teknolojiyi hızlı bir şekilde aktarışı, toplumsal sorumluluk bilincini aşılama çalışmalarıyla beni çok etkilemişti. Bu sebeple, üniversite tercihlerimde birinciliği aldı. 1. sınıfta aldığım üniversite genel derslerinin sonrasında, 2. sınıfta elektronik ve bilgisayar mühendisliği dersleri aldım. Fakat 2. sınıfın yazında içinde yer aldığım biyoinformatik projesi, alanımın ne olacağı konusundaki fikrimi tamamen değiştirdi. 3. sınıfın başında programımı Biyoloji Bilimleri ve Biyomühendislik olarak seçmeye karar verdim ve bu düşünceme yönelik dersler aldım. Aldığım derslerle ve içinde yer aldığım akademik projelerle bilgi birikimimi hem teorik hem de pratik anlamda güçlendirdim. Zorunlu yaz stajımı ise yurt dışında yapmak istedim. Bu amaçla, çalışma alanları benim ilgi alanlarımla örtüşen bazı profesörlerle irtibata geçtim. Sonuç olarak, Stanford Üniversitesi'nde İstatistik Departmanı'nda "Vertical Integration and Research" adlı programa katıldım ve yaz staj projemi tamamladım. Bu yaz projesi esnasında yurtdışındaki eğitim hayatına ve sosyal hayata uyum sağlamaya başladım. Proje süpervizörüm ise yurtdışı doktora hayatı hakkında bana bilgi verdi ve başvurular için beni destekleyeceğini söyledi. 4. senemde doktora başvurularımı hocalarımın yardımıyla gerçekleştirdim. Başvurularım neticesinde Carnegie Mellon, Washington University-St. Louis ve Harvard Üniversitesi'nden burslu doktora kabulü aldım. Harvard School of Public Health'in biyoistatistik doktora burslu programını tercih ettim.
Harvard'da geçirdiğim son bir yıl içerisinde birinci yarı 5, ikinci yarı 4 olmak üzere toplam 9 tane ders aldım. Bu dersler genel olarak Sabancı Üniversitesi'nde temellerini attığım istatistik ve biyoinformatik altyapımı hem teorik hem de pratik anlamda güçlendirdi. Sabancı Üniversitesi'nde sıklıkla içinde bulunduğumuz birlikte yaratma ve birlikte geliştirme ortamı, Harvard Üniversitesi'nde içinde yer aldığım ders projelerinde arkadaşlarımla uyum içinde çalışmamı sağladı. Bu uyum, ben İngilizceyi daha akıcı bir şekilde konuşabildikçe arttı. Şu an lisans eğitimini Harvard, Carnegie Mellon ve Stanford Üniversitesi gibi dünyanın en önde gelen üniversitelerinde bitirmiş birçok arkadaşım var. Onları tanıdıkça, akademik anlamda aramızdaki farkın hiç de fazla olmadığını hissediyorum. Sosyal anlamda ise benim sahip olduğum farklılıkların onları da zenginleştirdiğine inanıyorum. Sabancı Üniversitesi'nde kazandığım akademik ve sosyal becerilerim ile Harvard Üniversitesi'nde kendime olan güvenimin her geçen gün arttığını fark ediyorum. Benim eğitimime katkıda bulunan bütün Sabancı Üniversitesi akademisyenlerine ve çalışanlarına teşekkür ediyorum.
