Mezunlarla İlişkiler

Mehmet Baç

Söyleşi
1 Mar 2012
Mehmet Baç
Bilmediğimiz sporcu kimliğiyle spor sohbetleri...

Prof.Dr. Mehmet Baç, Özel Fransız St.Michel Lisesi'ndeki eğitiminden sonra 1983 yılında İTÜ Elektrik Mühendisliği ve Telekomünikasyon Bölümü'nden mezun oldu. 1986'da Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nde Master'ını; 1990'da Kanada'nın Quebec eyaletindeki Université Laval'de doktorasını tamamladı. 2008 yılında “Mikroekonomi alanında kurumlarda yolsuzluk ve rüşvet gibi yetkilerin kötüye kullanımını engellemeye yönelik denetim, ödül ve ceza sistemi tasarımı konularındaki uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları” nedeniyle Sosyal Bilimler alanında ilk kez verilen TÜBİTAK Bilim ödülü‘ne layık görüldü.

2002 yılından beri Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi olan Baç, 2008'de Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı olmuştur. Aynı Fakülte'de öğretim üyesi olan Meltem Müftüler-Baç ile evli ve Birsu adında bir kız çocuk babasıdır.

1984–87 yılları arasında üst üste üç kez final oynayan, iki şampiyonluk kazanan ve sarı-kırmızılı basketbol severlerin bugün bile hâlâ “Nihat İziç, Paul Dawkins, Turgay Demirel, Michael Scearce, Mehmet Altıoklar, Cihat Levent…” şeklinde ezbere sayabildiği o muhteşem kadronun vazgeçilmez bir üyesiydi.

Erkekler Birinci Basketbol Ligi`nde futbolun ``3 Büyükler``i içinde en fazla şampiyonluk kazanan takım olan Galatasaray, lig tarihinde 4 kez şampiyonluk sevinci yaşadı. Ligde ilk şampiyonluğunu 1968-69, son şampiyonluğunuysa 1989-90 sezonunda yaşayan sarı-kırmızılılar, 1984-85 ve 1985-86 sezonlarında üst üste iki kez şampiyonluk kupasını Mehmet Baç’ın da içinde olduğu kadroyla müzesine götürdü.

Sporla nasıl tanıştınız?

Ben çocukluğumdan beri spor yaparım, sokakta oynamayı çok severdim, özellikle de futbol oynardım. Futboldan başıma gelmedik şey kalmadı, bacağımı kırdım, kolumu kırdım...

Yine de futbol merakınızdan vazgeçmediniz...

Futbol oynamayı hala severim aslında ve çok da seyrederim, ama basketbolu da çok seviyorum ben, belki daha çok.

Basketbol serüveniniz nasıl başladı?

Kendim başladım daha ziyade, kimse tutup götürmedi, fiziğim de basketbol oynamaya müsaitti… O sıralarda; 73 yıllarında Milli Takımın katıldığı bir Avrupa Şampiyonası oldu ve TRT’de maçlara geniş yer verildi. Yaz döneminde çok konuşuldu. İşte böyle şeyler çekiyor insanı spora, özendiriyor. Bir dönemde “Beyaz Gölge” diye bir dizi vardı, birçok genci basketbola heveslendirdi.

Lise’ye kadar teneffüslerde falan oynardık ama antrenmanlara başlamam, okulun yanında bir antrenman seansımın olması lise 1’den itibaren başlayıp 26 yaşlarına kadar devam etti. Profesyonel basketbol kariyerim 8 yıl sürdü. Basketbolu 86 yılında yurt dışında doktoraya gitmek için bıraktım. O tarihe kadar 3 takımda oynadım, ilk girişim Kurtuluş Spor Kulübünde oldu, daha sonra lise çağlarında, lise 1 gibi Eczacıbaşı’na devam ettim. Lise takımını çalıştıran bir antrenör beni Eczacıbaşı’ndan Beşiktaş’a çaldı, bedavaya transfer olduk, lisansımızı çıkarttı.

Bu yaziyi paylas