Mezunlarla İlişkiler

Enes Molu

Fakülte: 
Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi
Mezuniyet Derecesi: 
Lisans
Program: 
Ekonomi
Mezuniyet Yılı: 
2010

Öğrencilik yıllarında kurulan girişim, bugün dünya çapında bir marka
Girişimcilik ekosistemindeki Sabancılılarla söyleşi dizimiz henüz öğrencilik yıllarında girişimcilik macerası başlayan Enes Molu ile devam ediyor.

Enes Molu, 2010 yılında Ekonomi Programı’ndan mezun oldu. Henüz ikinci sınıf öğrencisiyken ortağı ile birlikte Alwaysfashion.com’u kurdu. Aynı zamanda aile işinde de aktif olarak görev yapıyor. Kendine ayıracak çok fazla zamanı olmasa da iki görevini de büyük bir şevkle yürütüyor.

Öğrencilik yıllarında gelişen bir proje olan Alwaysfashion.com bugün yurt dışına satış yapan bir şirket. Satışların yüzde 47’sini yurt dışına yapıyorlar. Kuruluş aşamasından itibaren yurt dışına açık bir site kurmayı hedeflemişler. Bu nedenle daha kuruluşta bütün sitenin İngilizce tercümesini yapmışlar. Geçtiğimiz yıl 65 ülkeye satış yapmışlar.

Röportaj: Mariam Öcal

Sepet ortalaması Türkiye’deki e-ticaretin 10 katı

Alwaysfashion, Türkiye’nin hatta dünyanın ilk lüks ürünlerin satıldığı alışveriş sitesi diyebiliriz. Saat, kalem, mücevher, lifestyle, gurme ve ev dekor olmak üzere ana kategorilerin altında 30 binden fazla ürünün tüketici ile buluştuğu bir platform. Alwaysfashion’ın hedefi A ve A+ kitleye ulaşmak. Enes Molu’nun anlatımıyla 2008 yılında bir fikir olarak başlayan Alwaysfashion, uzun ve dolambaçlı yollardan geçerek başarılı bir iş oldu. Alwaysfashion o kadar başarılı oldu ki sepet ortalaması Türkiye’deki toplam e-ticaretin yaklaşık 10 katı boyuta ulaştı.

Alwaysfashion’ın ilk tohumları atılırken dünyadaki satış platformlarını incelemişler. Dünyada, dünya markalarına üretim yapan ve aynı zamanda kendi kreasyonları bulunan şirketlerden bu kreasyonları toplayıp internet üzerinde makul fiyat ile satan platformlar olduğunu görmüşler. Ortağı Fatih’in ailesinin de gömlekçi olmasından kaynaklanan bilgi birikimi ve tecrübeyle benzer şekilde satış yapabilecekleri bir site üzerine kafa yormuşlar. Bu işin çok zaman alan ve sermaye ihtiyacı olan bir iş olduğunu anlayınca bundan vazgeçmişler. Stok için yeterli sermayeleri de olmayınca bedensiz ve sezonsuz ürünler satmanın daha akıllıca bir hamle olacağına karar vermişler.

Lüks pazarına girişlerini şöyle anlatıyor “Benim ailem mücevherci biz 60 yıldır mücevher işiyle uğraşıyoruz, Türkiye’nin de en iyi mücevhercilerinden biriyiz, çok çok lüks bir iş yapıyoruz. Ortağım o yüzden bana gelerek böyle bir iş yapmayı teklif etti.  Oradan başladı ve şu anda tamamen hiç modası geçmeyen, ama hep de moda olan şeyler Alwaysfashions’da oradan geliyor. Her zaman moda, ama hiç modası da geçmiyor. Çok niş bir alanda faaliyet gösterdiğimiz için bu alana girmek de zor, işimizi de iyi yapıyoruz. Dolayısıyla da ayakta kalmayı başarıyoruz” dedi.

Alwaysfashion’dan sonra Türkiye’de bazı sitelerin lüks ürün satışı da yapmaya başladı ancak, Alwaysfashion ile tam olarak aynı kulvarda iş yapan bir platform dünyada da yok. Enes Molu burada haklı olarak mütevazı davranmıyor ve Alwaysfashion için “Benim şahsıma münhasır bir proje” diyor.

İlk yatırım öğrenci harçlıkları

İlk yatırımlarını kendi harçlıkları ile kendilerinin yapmışlar. Kendilerinin dışında aldıkları ilk yatırımları üç farklı kişiden almışlar. Bu yatırımcılardan hiç biri kurumsal yatırımcı değilmiş. Bunlardan biri bir arkadaşlarının yurt dışında yaşayan uzaktan bir akrabaları olmuş. Bunun dışında Maraşlı bir şirket olan Kipaş Holding’in yönetim kurulu üyesi Halit Gümüşer projeye destek olmuş. Halit Gümüşer’in ortağı da genç girişimcilere destek olmuş. Alwaysfashion ile birlikte bu üç kişi yatırımcı olmuş. İkinci tur yatırımlarını da Hasan Aslanoba’dan almışlar. Alwaysfashion.com Hasan Aslanoba’nın üçüncü yatırımı olmuş.

İstikrarla ve sabırla işleri sürdürmek gerek

İlk yola çıktıklarında markaların onlara güvenmesi hiç kolay olmamış. Sonuçta, ürünlerinin yanlış mecralarda pazarlanmasını istemeyecek büyüklükte markalar ile çalışıyorlar. Hatta siteye girip baktığınızda bazı ürünlerin fiyatının hiçbir şekilde yazılmadığını görebilirsiniz. Bu noktada Enes Molu’nun aile işi bir güvence olmuş ama yine de kapısını çaldıkları markaların ancak %1 veya %2’sinden olumlu yanıtla dönmüşler. Burada markalardaki vizyoner kişilerin önemine değinen Enes, sitede biraz da satış olmasıyla birlikte internette görülme, insanların tanıdıklarının siteden alışveriş yapmaları ile tanınma artmış. Enes Molu, Alwaysfashion’ın başarısının ardında 4-5 sene süren dönemde istikrarla, sabırla işlerini sürdürmenin önemli olduğunu vurguluyor.

 

Alıcıların da güvenini kazanmak da ayrıca önemli bir nokta. Bu güveni sağlamak için ilk günden bu yana site için çok üst düzey fotoğraf çekimleri yapılıyor. Hatta bunun için kendi fotoğraf stüdyolarını kurmuşlar. Sitenin tasarımı ise çok önemli bir tasarımcı tarafından yapılmış. Enes Molu “İnsanlara güven veren, her türlü iletişim bilgimizin olduğu bir tasarım oldu” diyor. İlk günden bu yana çalan bütün telefonlara yanıt verilmesinin güven açısından önemine vurgu yapıyor.

Ürünlerin fiyatlarına gelince, Enes Molu lüks pazarını hiçbir şekilde bozmak istemediklerini söylüyor, bir indirim sitesi olmadıklarını sözlerine ekliyor. Ancak, en fiyat rekabetinin olmasına imkan veren ürünler varsa tabi orada tabi hep rekabetçi olmaya gayret ettiklerini belirtiyor. Alıcıların öncelikle küçük alışverişlerle başladığını sonrasında bir problem yaşanmadığını gördüklerinde alışverişin devamının geldiğini söylüyor.

İlk satış Tayvan’a

Alwaysfashion’ın ilk satışının hikayesi ise gerçekten ilginç. Site açıldıktan sonra ilk satışı Tayvan’a yapmışlar, bir kase satılmış. Tayvan’dan gelen bu siparişe çok şaşırdıkları sözlerine ekliyor. O dönemde ödeme sistemleri tam oturmadığı için alıcı ödeme yapmakta oldukça zorlanmış. Bir de kargo masrafı kârlarını oldukça azaltmış.

Hedef organik büyüme

Yeni bir girişim planının olmadığını söyleyen Enes, Alwaysfashion içinde yeni projeler geliştirdiklerini söyledi. Satın almalar yerine organik olarak büyümeyi hedeflediklerini söyleyen Enes Molu, Alwaysfashion’ı nasıl daha hızlı büyüteceklerinin hesabını yaptıklarını belirtirken, gelecekte yatırımcı olma hayalinin olduğunu da sözlerine ekledi.

Alwaysfashion’ın bugün, lojistik, yazılım, fotoğraf, pazarlama vb. olmak üzere 15 kişilik bir ekibi var. Pazarlama faaliyetlerini tamamen dijital pazarlama stratejisi üzerine kurmuşlar. Bunun en önemli nedenlerinden biri bütçe biri de ölçemedikleri mecralarda olmak istememeleri…

Başarının sırrı hiç yatırım alamayacakmış gibi çalışmak

Her girişimci gibi yatırımcı bulma aşamasında zorluk yaşadığını anlatan Enes, girişimci olmak isteyenlere, kendilerini iyi tanımalarını, projelerini iyi tanımalarını, ‘hayır’ cevabından sıkılmayarak kapıları çalmaya devam etmelerini öneriyor. Alwaysfashion’ın ilk kuruluş aşamasında yatırımcı bulmanın daha zor olduğunun altını çizen Enes, bugün belli bir ekosistemin oluştuğunu, ismi duyulan yatırımcılar olduğunu söyledi. Doğru yatırımcı bulmanın çok önemli olduğunu ifade eden Enes, görüştükleri kişilerden bir kısmı projelerini değiştirmeleri karşılığında yatırım yapmayı teklif etmişler. Para almak uğruna inandıkları projelerden vazgeçmemişler. “Eğer projemizi değiştirseydik büyük ihtimalle para alırdık, ama bugün batmış olurduk” diye sözlerine devam ediyor.

Girişimcilerin para kazanma modelleri üzerine ciddi düşünmeleri gerektiğinin altını çizen Enes, girişimciliğin sadece fikirle bitmediğini söylüyor. Fikrin paraya çevrilmesinin ve sürdürülebilirliğinin hesabının yapılması gerektiğine vurgu yapıyor.

Girişimciliğin insanlara oyun gibi geldiğini ifade eden Enes, girişimciliğin çok daha zor olduğunu, çok daha büyük bir risk ya da çok daha büyük sorumluluk almak gerektirdiğini söyledi. “Belli bir süre diyelim ki girişimcilik için çalıştınız, o iş olmadı, kariyerinizde büyük zaman kaybetmiş oluyorsunuz. Yani 30 yaşına diyelim ki geldiniz, 5 sene uğraştınız olmadı, çok değerli bir tecrübedir belki ama o esnada da profesyonel hayata devam eden arkadaşlarınızın hepsi belli bir seviyeye geldi ve belli bir pozisyon aldılar. 30 yaşından sonra sıfırdan başlamak da zor, o yüzden gerçekten hani maceraya atılır gibi değil de daha planlı, programlı yapmak lazım. Bunun yanında çok sabrederek, sebat ederek, biraz dirayetli olarak ve kontrolü kaybetmeden devam etmeleri lazım” diye devam ediyor.

Enes, başarılarının sırrının ise hiç yatırım alamayacakmış gibi çalışmak olduğunu söylüyor. Böyle çok çalışmanın da kendilerine yatırım getirdiğini ve 15 kişinin çalıştığı bir yer haline geldiklerini sözlerine ekliyor.

Girişimcilere tavsiyeler

Enes girişimcilerin yaptıkları işi çok iyi araştırmaları gerektiğinin altını çiziyor. “Doğru ürün bulacaksınız, doğru fiyata koyacaksınız, doğru kişiye ulaşacaksınız, satış sonrası hizmeti doğru vereceksiniz. Bir farkınızın olması lazım. Hayal kurmadan olmuyor. Bizim çok hayallerimiz vardı, aştığımız hayallerimiz de oldu, ulaşmak için hala çalıştığımız hayallerimiz de var ya da ilk başta hayal edeceğimizi hiç düşünmediğimiz şeyleri hayal edebilir hale geldik, ama ikisi arasında dengeyi kurmak lazım.” diyor.

Türkiye’de sermayenin çok geniş olmadığına vurgu yaparken, sermaye ulaşımı çok kolay olmadığını da sözlerine ekliyor. Girişimcilerin bu nedenle iyi hesaplayıp, altından kalkılabilir riskler almak gerektiğini söylüyor.

Sabancı Üniversitesi her anlamda özel bir okul

Enes Molu ile sohbetimizde Sabancı Üniversiteli olmanın girişimcilik yolculuğunda nasıl bir etkisi olduğundan da söz ettik.

Sabancı Üniversitesi’nin her anlamda özel bir okul olduğunu söyleyen Enes, “Sabancı Üniversitesi ana çok şey kattı. Bugün olsa yine Sabancı Üniversitesi’nde okurum diye düşünüyorum. Çok seçmeli dersleri mükemmel, özgür program, işte yani özgür düşünceye önem vermesi, her anlamda insanı sorgulamaya iten, kendisinin tekrar düşünmesine imkan veren, yanlış yaptığında o yanlışı tolere etmesine imkan veren bir sistemi var. O yüzden Sabancı Üniversitesi’nin bana çok büyük katkısı oldu. Yani bu işte de tabii ki oldu, çünkü analitik düşünmek, hatalardan ders çıkarmak, gerektiği zaman stratejinizi değiştirmek ve bunlar bizim okulda hep öğrendiğimiz önemli şeyler, hep ders aldığımız şeyler. O yüzden tabii Sabancılı olmanın muhakkak ki bir faydası var, olmaz olur mu?” diyor.