Aslında sadece Belly Dancing Kit değil, tüm projelerim gelişme aşamasında. Zaman geçtikçe, üstlerine düşündükçe daha iyi nasıl olabilecekleri çıkıyor ortaya. Belly Dancing kit ilk yapıldığında el zilleri vardı mesela, ama her ne kadar alakalı olsa da işin vurgusunu dağıttığını düşündüğüm için çıkardım onları. Aquaphone projem en başta sadece saksı, musluk ve bardaklardan oluşuyordu, onun sunumunu geliştirmek için birkaç fikir var aklımda. Yani aslında hepsi birer süreç, ne zaman “Tamam bu proje bitti.” derim bilemiyorum.
Sergilenen projelerin için bugüne kadar nasıl tepkiler aldın?
Bu alanda yapılan işler herkesi şaşırtıyor şimdilik. İnsanlara yeni geldiği için çok eğleniyorlar. Şimdiye kadar sanat eserinin dokunulmazlığını doğası gereği kırıyor olması insanların alışmasını zorlaştırıyor. Sergide gelip işleri ellemeden bakan çok kişi oluyor. Ama ziyaretçinin etkileşimi olmaksızın işler aslında çalışmıyor. Genelde herkes önce nasıl çalıştığını anlamaya çalışıyor. Ama sonrasında yapıcı yorumlar aldım şimdiye kadar. Umarım böyle devam eder. Zaten benle konuşanlara bu konudaki acemiliğimi, kendimi geliştirme isteğimi hep vurguluyorum. Çok yeniyim daha bu alanda, densizlik etmek istemiyorum kesinlikle.
“The Belly Dancing Kit” ve “AquaPhone” 2008’de İstanbul’da yapılan Amber Sanat ve Teknoloji festivalinde sergilendi. Projelerin tekrar İstanbul’da sergilenecek mi ?
İşler Türkiye’ye döndüğünde vakit ayırabileceğim bir sergi olursa, daha sergilemek istiyorum.
Şu an için üzerinde çalıştığın ya da ileride çalışmayı planladığın, yine sanat ve teknolojiyi bir araya getiren başka bir projen var mı ?
Şu anda önceliğim tezim üzerine aslen. Bir yandan aklıma fikirler geliyor ama hepsi demlenme aşamasında. Şimdilik o yüzden sabretmeye çalışıyorum.
Röportajı yapan: Tuğçe Merve Şahin / Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği, 4.sınıf Öğrencisi
* Bu röportaj SU Dergi sayı: 08 / Mart 2010’dan alınmıştır.