O zamanlar astronomik transfer ücretleri yoktu herhalde?
Tabii söz konusu değil işin şakası. 16-17 yaşlarında Beşiktaş Yıldız takımında oynadım 77-78’de 17 yaşında Genç takım oynamadan direkt Beşiktaş’ta A takımına çıktım ve Genç Milli oldum. Mehmet Baturalp vardır Fenerbahçeliler iyi bilirler, Fenerbahçelidir ama birçok takımda antrenörlük yapmışlığı vardır. O zaman Beşiktaş’ta bizim antrenörümüzdü, onunla iki sene kadar çalıştık, çok iyi gitti. Sonra müessese takımlarının yıldızı parlamaya başladı, kulüp takımları baş aşağı gidiyorlardı, biz de başka bir kulüp takımına geçtik. Ben de Beşiktaş’ta 4 sene A takımında oynadıktan sonra 82 yılında Galatasaray’a geçtim.
82-86 yılları arasında 4 sezon Galatasaray’da oynadım. Son iki senesi çok iyi geçti, 85-86 sezonunda Milli Takımda da oynadım ve Türkiye basketbol liginde 2 tane şampiyonluk aldık, Galatasaray’ın 3 şampiyonluğu var bugüne kadar deplasmanlı basketbol liginde ikisi benim zamanında oldu. Hatta, 90 senesinde bir tane daha şampiyonluk aldığını sonradan öğrendim, o sırada yurt dışındaydım hiç haberim olmuyordu, geçenlerde bir yerden duydum.
Sporun size göre ne gibi artıları var?
Sporun çok güzel bir sosyal aktivite olduğu yadsınamaz. Yüzme sporuyla bile ilgilensen birtakım insanlarla tanışıyorsun, yüzme ki bireysel bir spordur. Birçok takım sporu var, ortam çok sosyalleştiriyor insanı, güzel dostluklar kuruluyor.
12 sene boyunca farklı takımlarda oynadınız, 86’dan bu yana hala görüştüğünüz arkadaşlarınız var mı?
Var, ama istesem ve vakit ayırsam daha da fazla olurdu. 6 sene yurt dışında kalmam sebebiyle, bir parça koptum Türkiye’den. O arada farklı bir dünyaya da geçtik, iş hayatında kalsan daha fazla görüşürsün. Üniversite farklı bir sektör biraz Babil Kulesi havası var. Geçenlerde Mart-Şubat gibi bir grup arkadaşla bir araya geldik, ben daha çok Beşiktaş ve Galatasaraylıların toplantılarına katılıyorum.
Üniversite Yıllarındaki Basketbol performansınızdan bahseder misiniz?
İstanbul Teknik ve Boğaziçi Üniversitelerinin basketbol takımlarında oynadım. İTÜ’de Türkiye ikinciliği, Boğaziçi Üniversitesinde bir Türkiye Şampiyonluğu bir de Türkiye İkinciliği var. Sabancı Üniversitesi gibi çok modern olanakları bulunan bir üniversitede spor yapmamak bana göre büyük müsriflik.
Öğrencilik ve sporculuk bir arada nasıl bu kadar başarılı yürütülebilir bu işin sırrı nedir?
İnsan bazen gözünde büyüttüğü, "yapamam" dediği şeyleri iyi organize olduktan sonra yapabildiğini görüyor. Eminim birçok genç arkadaşım da bunun farkına varmışlardır. Her gün belli saatlerde basketbol idmanı olması bir rutin haline geldikten sonra ders ve sınavlarıma çalışma temposunu da ona göre ayarlıyordum. İdman genelde akşamüstü olduğu için sabahtan öğleden sonraya kadar ve idman sonrası bazen akşam geç saatlerde derslere vakit ayırman pekâlâ mümkündü. O dönemlerde hafta içi maç seyahatimiz olmuyordu genelde, ancak bütün üniversitelerde seyahat nedeniyle uzaklaşmak zorunda kalan sporculara özel anlayış zaten tanınıyor. Yükseköğretim sırasında okul takımında filan oynamak hiç problem olamaz bence. Çok ama çok önemli bir faydası, spor insanı gençlik döneminde hiç olmazsa doğru dürüst çevrelere çekip zararlı ortamlardan uzakta tutuyor.