Mezunlarla İlişkiler

Melis Bilen

Fakülte: 
Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi
Mezuniyet Derecesi: 
Lisans
Program: 
Endüstri Mühendisliği
Mezuniyet Yılı: 
2008

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Üretim Sistemleri Mühendisliği 2008 mezunumuz Melis Bilen'in adını sık sık başarılı müzik çalışmaları ile duyuyoruz. Son olarak İsviçre adına Eurovizyon Şarkı Yarışması'na gönderdiği şarkıları ile adından söz ettiren Melis, Türkiye'de müzisyen olmayı ve Eurovizyon yolculuğunu anlattı:

Yıllardır müzik çalışmaları ile adını duyuyoruz Melis. Kısaca devam eden çalışmalarından bahseder misin?

Şu ana kadar 6 promo albüm çalışması yaptım. İnternette 120 kadar bestemi yayınladım. Bir yapımcıyla çalışmıyorum. Albümlerimi satmıyorum. Sahne aldığım gecelerde dağıttırıyorum. Şirket lansmanı, açılışlar, festivaller, kongreler gibi organizaysonlarda sahne alıyorum. Ayrıca ürün, lansman ve radio jingle’ları yazıyor ve seslendiriyorum.

Bu aralar bizi gururlandıran bir gelişme olarak İsviçre adına Eurovizyon adayı olduğun haberlerini aldık. Bu süreçten bahseder misin?

İsviçre Eurovision temsiliyeti için seçeceği besteyi dış ülkelerden müzisyenlerin katılımına açtığını duyurdu. Bunun üzerine ben de 5 şarkı yazıp gönderdim. İsviçre basınında da oldukça büyük ilgi gördü. İsviçre en son birinciliğini bundan 25 sene evvel bir Türk bestecisinin (Atilla Şereftuğ) bestelediği ve Celine Dion’un seslendirdiği bir parçayla almıştı. O yıldan beri birincilik alamaması ve son 2 yıldır da yarı finali geçememesi sanırım onları böyle bir karara itti. Bence de mantıklı bir karar.

Neden 5 şarkıyla katılmak istedin?

Farklı tarzlara hitap edebilmek için. Elektronik rnb, dubstep, pop-rock, latin-pop, rnb-hiphop tarzlarında 5 şarkı yaptım, hepsi de güncel dünya soundlarında. Eurovision’un tarzına gidebilecek, coşturacak, kolay akılda kalacak, 3 dakikalık şarkılar, biliyorsunuz Eurovision şarkıları 3dk olmak zorunda. Böylece beğeniler için alternatif oluşturmuş oldum. 

Bundan sonraki aşama ne olacak?

Şu anda internet oylamaları devam ediyor. 18 Kasım’a kadar da devam edecek. Bu linkten isteyenler oy verebilir.

Oylama bitiminde 9 aday seçilecek, ve 30 Kasım’da İsviçre’de jüri karşısına çıkacağız.

Bizimle senin için en özel şarkını paylaşabilir misin? (video yayınlayabiliyoruz?)

Asında özel parçalarım o kadar çok ki, her birinin ayrı bir hikayesi ve yaşanmışlığı var. Sadece birini seçeyim o halde. Tek enstrümanla ve tek seferde canlı çalınmış akustik bir kayıt. Bu şarkı içimi huzurla kaplıyor. Umarım sizlerin de öyle olur : )

Sabancı'da yolu müzikten geçecek arkadaşlara nasıl bir yol izlemelerini önerirsin?

Bu soru o kadar zor ve komplike ki aslında. Keşke bu ülkede bu işin makul bir yolu olsa. Önce çok iç açıcı olmayan işin gerçek yüzünü anlatayım. Sonra kişisel tavsiyemi vereyim.

Müziğin Türkiye’de kolay bir yolu yok. Genelde izlenen yol, bir yapımcıya birkaç demo şarkınızı götürüp, ilgilenip ilgilenmediğini sormanız, ki yapımcılar ekonomik kriz nedeniyle ellerini ceplerine atmıyor, yeni şarkıcılara yatırım yapmıyor. Dolayısıyla sizi ya geri çevirecektir, ya da hiç randevu vermeyecektir. Yahut direkt açık konuşacaktır. Albümünüzün ve kliplerinizin bütçesini sizin karşılamanızı, eğer albümünüz onların deyimiyle “tutarsa” o zaman kardan belli bir pay alabileceğinizi söyleyecektir. Tutmak diye bir şey de yok. Şarkınızın pek çok tv kanalında devamlı döndürülebilmesi için zaten yüksek fiyatlar ya da tanıdık ilişkileri gerektiriyor.  

Dünyanın en güzel şarkısını da yapsanız kanallar onu kafanıza sokmak üzere günde 50 defa döndürmedi mi, o şarkı heba olup gider. Ayrıca insanlar beğendikleri şarkıları album satın alarak değil internetten ücretsiz indiriyor. Şarkıcılar albümden ya da şarkı satışından değil, aldıkları işlerden para kazanabiliyorlar (sahne performanslarından). İş alabilmeniz için kendinizi tanıtmış olmanız şart. Tanıtabilmeniz için sizi basın aracılığıyla lanse edebilecek sağlam bir basın danışmanınızın olması, ya da yapımcınızın basın ilişkilerinin kuvvetli olması ve bunu sizin için kullanmayı kabul etmiş olması gerekiyor. Basın danışmanları yüksek meblalar isteyip karşılığında söz verdikleri programlara çıkarmayabiliyorlar. Yapımcılar artık yeni şarkıcıya yatırım yapacaklarına varolan tanınmış şarkıcıların üzerinden kazanabilecekleri kadar kazanmaya çalışıyorlar. Yani programlara onları çıkarıyorlar, müzik kanallarında bilinen isimlerin kliplerini döndürüyorlar. (Ya da kesenin ağzını açmış isimlerin.) Bu onlara daha karlı geliyor. Sonuçta siz yeni bir şarkıcı olarak elinizde albümünüz, içinizde hevesiniz ve sesinizde yeteneğinizle adım dahi atamıyorsunuz.

Ayrıca bu ülkede popüler olmayan hiçbir şey dinlenmiyor. Bu işin gerçek yüzü. Dünyanın en baba parçası bile eğer meşhur edilmemişse, boy boy gazetelerde çıkmayıp, her müzik kanalında göze sokulmadıysa o şarkı tutmaz. Öte yandan, kalitesi düşük, güzel denemeyecek bir parça her gün her girdiğiniz ortamda çalarsa zamanla kafalara kazınır. Ve hit olur. Hit olmak, ya da tutmak Türkiye’de şarkının güzelliğiyle değil, onun promote edilmesiyle ilgili bir şeydir.

Benim tavsiyem ise, imkanınız varsa yutdışına gidip müzik yapmanızdır. Orada tutunmak da elbet çok zordur. Fakat ciddi bir yetenek gördüklerinde desteklerler, aşağı çekmezler. Hakkını verirler. Yahut bu ülkede yapacaksanız, kendi kitlenizi kendiniz yaratmanızdır. Kendi bütçenizi biraz zorlayarak, müziklerinizi ve kliplerinizi üretip hayranlarınızla paylaşmak ve zaman içinde iş almaya başlamak. Bu uzun ve zahmetli bir yoldur. Fakat en azından temiz bir yoldur. 

Müziğe girecek herkese şimdiden Allah kolaylık versin diyorum :) Yolları açık, şansları bol olsun.